KİTAP PİYASASI
COŞKU İLE KARAMSARLIK ARASINDA

Öldü sanılanlar daha uzun yaşar – kitaplar tüm veda şarkılarına inat hayatta
Öldü sanılanlar daha uzun yaşar – kitaplar tüm veda şarkılarına inat hayatta | Foto (kesit): © picture alliance/dpa/Jens Kalaene

E-kitaplar, akıllı telefon uygulamaları ve online okuma platformları: Dijital yayıncılık renkli ve canlı, ama halen daha niş pazar olmaktan çıkamadı.

Rowohlt Verlag yayınevinin müstakbel patronu, Generation Golf ve 1913 gibi çoksatan romanların yazarı Florian Illies bir söyleşide, "Kitap asla ölmez," demişti. Fakat garip bir biçimde savunmacı olan bu ifade ne anlama geliyor? Basılı kitap hangi ciddi rakiple karşı karşıya?

Frankfurt Kitap Fuarı her yıl hiç şaşmadan aynı tartışmalara sahne olur: Kitabın hâlâ bir şansı var mı, yoksa insanlar artık sadece film seyredip akıllı telefonlarına mı bakıyor? Kitap sektörüne öteden beri ağıt yakılırdı, ama binyıl dönümünden bu yana, esasen de akıllı telefonun ve tablet bilgisayarın icadından sonra, klasik kitap kültürünün ortadan kalkacağını düşünenler çoğaldı.

Fakat basılı kitaplar ile dijital içerikler arasında bu kadar keskin bir ayrım yapmak ne kadar anlamsızsa, dijital yenilikçilerin çoşkusu ve kâğıtseverlerin karamsarlığı da o kadar abartılı. Son yıllarda yeni piyasaları ve hedef grupları büyük bir şevkle fethetmeye girişen pek çok şirket dijital projelerden çekildi. "SoBooks" gibi e-okuma platformları ya da üniversite öğrencilerine yönelik "PaperC" gibi ders kitabı platformları piyasadan kayboldu. Sektörün gururla sunduğu projelerden biri, Bastei-Lübke yayınevinin "oolipo" adlı hikâye platformu kapatıldı; akıllı telefon okuma platformu "readfy" ise yaşadığı maddi zorluklar yüzünden e-kitap ve sesli kitap online satıcısı Legimi'ye devredildi. Bu ve benzeri projelerle yeterince para kazanılamadı; başarısızlığa uğrayan projeleri burada saymaya kalksak liste uzar giderdi.

OKUMA İSTEĞİ AZALIYOR, İLK HEYECAN GEÇTİ

Bunun en önemli nedeni, bu platformlarda kullanıcıların satın almak isteyeceği kadar cazip içerikler sunulamamasıydı. Oysa başka sektörlerdeki medya platformları kullanıcıların nasıl kazanılacağını gösterdi: Netflix, Amazon Prime Video ya da Spotify, dijital içeriklerin akıllı telefon ya da tablet bilgisayar üzerinden dinleyiciye ya da izleyiciye doğrudan sunulabileceğini ortaya koydu. "Kapsama alanı yaratmak" deniyor bu olgunun adına ve son yıllarda dijital kitap içerikleri satmaya çalışan herkesin son kertede başarısızlığa uğramasının nedeni, yeterince kapsama alanı yaratılamamış olması.

Dijital ürünlerle para kazanılıp kazanılamayacağı yayınevleri arasında son derece tartışmalı bir konu. Sonuçta, binyıl dönümündeki ilk heyecanın yerinde yeller esiyor, dişe dokunur satış rakamları da artık geçmişte kaldı. Almanya piyasasındaki e-kitap satış oranı 2010-2013 yılları arasında yüzde 0,5'ten yüzde 3,9'a çıktıktan sonra toplam cirosu 9,1 milyar avro olan kitap sektöründe yüzde 4,5'te çakılı kaldı.

Sektörü içerden bilenler, Tolino, Amazon-Fire gibi çok daha gelişmiş e-kitap okuyucularına ve tablet bilgisayarlara rağmen bir doyum noktasına ulaşıldığını ve önümüzdeki yıllarda satışlarda ancak çok küçük artışlar olacağını tahmin ediyorlar. Çünkü esasında bambaşka bir sorun yaşanıyor: Okuma aracından bağımsız olarak okuma isteğinde genel bir azalma var. Kitap sektörü son on yılda tam 6 milyon müşteri kaybetti ve bu okurların dijital kanallardan geri kazanıp kazanılamayacağı da kuşkulu.

İNTERNETTE YENİ NİŞLER OLUŞUYOR

Fakat internetin sonsuz dünyasında, geleneksel yayınevlerinden bağımsız işleyen çok sayıda niş oluştu. Elbette, büyük edebiyatçılar önceden olduğu gibi şimdi de Suhrkamp, Hanser, Rowohlt, Fischer gibi belli başlı yayınevleriyle çalışmak zorunda. Ama eskiden kitabının yayımlanmasını boşu boşuna bekleyen bir sürü yazar adayı, Amazon tarafından işletilen Self-Publishing (öz-yayıncılık) sayesinde kamuoyuna ulaşabileceği bir mecra buldu kendine, üstelik de son derece renkli ve canlı bir piyasa bu. Sadece dijital olarak sunulan bu içeriklerle para kazananlar da var; nitekim E. L. James'in, piyasaya ilk başta e-kitap olarak çıktıktan sonra Avrupa'da satış rekorları kıran efsanevi Grinin 50 Tonu adlı kitabı çok kişide bir gün benzer bir başarı yakalama umudunu yarattı. Fakat kaba gerçek şu ki, piyasada binlerce kitap var, tüyler ürpertici-iç gıcıklayıcı erotik kitaplar, tarihsel romanlar, ezoterik kitaplar, anı kitapları kıyasıya rekabet içinde. İndirimlerin ardı arkasının kesilmediği piyasada hiç olmazsa biraz olsun dikkat çekebilmek için e-kitaplar 99 sente satılıyor ya da bir kaç gün bedava okutuluyor.

Dijital yayıncılıkta kayda değer bir artışın görüldüğü tek alan uzmanlık kitapları: Tıp, hukuk kitapları ve diğer bilimsel yayınlar özellikle de sürekli güncellendikleri için basılı versiyonların tahtını elinden aldı. Özetlemek gerekirse: Çoğu okur iş yerinde dijital kitaplar okuyor, ama boş zamanlarında klasik basılı ürünleri tercih ediyor. Florian Illies haklı: Klasik kitap kolay kolay ölmez.